İşyerinde Başarılı Stres Yönetimi

Stres, vücudumuzun zorluklara ve değişikliklere verdiği doğal bir tepkidir. Hızla değişen bir dünyada yaşamak bizi birçok farklı stres yaratan olaya karşı savunmasız hale getiriyor. İş hayatımız hayatımızın büyük ve önemli bir kısmını oluşturur; bu yüzden karşılaştığımız stresörlerin çoğunun iş kaynaklı stresörler olduğu çıkarımını yapabiliriz. Stresin kaynağı işyerinde birçok farklı faktör olabilir, fakat birçok kaynağının olması stresin kaçınılmaz olduğu anlamına gelmez. Önlenebilir ve ortaya çıkması durumunda belli adımlar izlenerek başa çıkılabilir. Bu durumda, en büyük görev işverenlere ve yöneticilere düşüyor. İşverenler olarak, işyeri kaynaklı stresi önlemeyi düşünen ve çalışanlarınız bu durumdan muzdaripse çözümleri düşünen kişi olmalısınız. Bu kulağa uğraştırıcı bir sorumluluk gibi gelebilir; ancak hangi noktada hangi adımı atacağınızı biliyorsanız, işiniz çok kolay. 

İşyerinde Strese Sebep Olan Faktörler

Uzun Mesai Saatleri

İşyerinde çalışanları etkileyen temel faktörlerden biri, kendi potansiyellerini aşan çalışma saatleridir. Bir işveren olarak, çalışan performansı hakkında gerçekçi olmayan beklentilere sahip olmak sizin için de çalışanlarınız için de iyi değildir. Daha uzun saatler çalışmak sadece çalışanın performansını ve üretkenliğini etkilemekle kalmaz, aynı zamanda güçlü bir stres kaynağı oluşturur. Gerçekçi olmayan uzun çalışma saatleri çalışanlarınızı yoracak ve kısa vadede onların görevlerinden kaçmaya başlamasına yol açacaktır. Çalışanların kendileri için zamana ihtiyaçları vardır; hem zihinlerini hem de bedenlerini dinlendirip daha verimli çalışabilmek için işten belli aralıklarla uzak kalmaya ihtiyaçları vardır.

İletişim Kopuklukları ve Şeffaflık Eksiği

İşyerinde belirsizliklerle karşılaşmak birçok çalışan için hoş olmayan bir deneyimdir. İnsanlar bir yerde çalışmaya başladıklarında en büyük beklentilerinden biri kurumsal şeffaflıktır. Ne üzerinde çalıştıklarını, kendilerinden ne beklendiğini, çalıştıkları şirketin vizyonunun ne olduğunu bilmek isterler. Şeffaflık eksikliği genellikle işverenler tarafından güçlendirilmesi gereken şirket içi iletişim eksikliğinden kaynaklanır. Aynı çatı altında çalışan kişilerin iletişimi güçlü olmalı ve hiçbir çalışan belirsizliklerle karanlıkta bırakılmamalıdır. 

Fazla İş Yükü

Çalışanlarınızın potansiyelini aşan beklentiler, uzun vadede çalışanlarınızın aşırı yorgun ve stresli olmasına yol açacaktır. Dünya Sağlık Örgütü‘ne göre, işyeri stresi en yaygın olarak çalışanlardan bilgi ve yeteneklerinin ötesinde şeyler yapmalarının istendiği durumlarda ortaya çıkıyor. HSE tarafından yapılan araştırmalar, iş yükünün %44 ile işyeri stresinin en büyük nedenlerinden biri olduğunu gösteriyor. Çalışanlar aşırı iş yüküyle karşı karşıya kaldıklarında işlerini sıraya koyacaklar ve hepsini zamanında bitirmek için acele edecekler; ki bu büyük olasılıkla mümkün olmayacak. Görevlerini tamamlamak için fazla mesai yapacaklar veya bunu verimli bir şekilde yapmayı başaramayacaklar; dolayısıyla yaptıkları işten tatmin olmayacaklar. Çalışan memnuniyeti, çalışan bağlılığını ve çalışanı elde tutma oranlarını artıracaktır. 

Onay ve Takdir Eksikliği

Bir kuruluşta her pozisyon önemlidir ve başarıyla gerçekleştirilen her görevin tanınması ve takdir edilmesi gerekir. Emekleri için takdir ve takdir görmeyen bir çalışan, organizasyondaki varlığını değersiz ve etkisiz görmeye başlayacak ve zamanla kendine olan güveni azalacaktır. Özgüven eksikliği, sonunda iş yerinizde büyük bir stres kaynağı haline gelecektir. 

Bağımsız Karar Fırsatının Tanınmaması

Bir kuruluştaki her bireyin belirli bir rolü olsa da, her çalışanın kendi çalışma düzenini ve ortamını özelleştirmesi gerekebilir. Bir işveren olarak, çalışanlarınızın kendi karar alma mekanizmalarını kullanabilecekleri kişisel bir alana sahip olduğundan emin olmalısınız. İnsanlar en iyi kendilerini tanır; nasıl daha iyi çalışabileceklerini bilirler. Buna saygı duymalı ve çalışanlarınızın kendi çalışma yöntemlerini şekillendirmesine ve yönlendirmesine izin vermelisiniz. Aksi takdirde kendilerini kısıtlanmış hissedebilirler ve özgürlükten yoksunluk duygusu altında stresten uzak kalmak pek mümkün değildir.

Yüksek Denetim ve Gözetim

Denetim, tüm çalışma mekanizmalarının zorunlu bir parçasıdır. Ancak çalışanlarınızı denetlerken belli sınırlar içinde kalmalısınız. Çalışanlarınız, üstleri tarafından aşırı kontrol altında ve tamamen yönlendirilmiş hissetmemelidir. Bunu yapmazsanız, çalışanlarınız baskı altında hissedecek ve bu onların omuzlarına büyük bir yük bindirecektir. Kaçınılmaz olarak, çalışanlarınızı strese sokmuş olacaksınız.

İşyerinde Stresin Kontrol Altına Alınmamasının Etkileri

İşyerindeki stres kaynakları kalıcı olduğu sürece, çalışanların stresi de kalıcı olacaktır. İşyerindeki stresörler kontrol edilemezse, devam eden çeşitli etkiler olacaktır. Stresli bir çalışma ortamı, çalışanlarda farklı tepkilerle kendini gösterir. Strese karşı davranışsal, fiziksel ve psikolojik tepkiler gibi birkaç yaygın tepki vardır. Davranışsal tepkiler, çalışanın kendilerini strese sokan faktörden kaçmaya istekli olacağı kaçınma davranışı şeklinde olabilir. Strese karşı fiziksel tepkiler baş ağrısı, aşırı terleme, kalp atış hızının artması gibi durumları içerebilir ve uzun vadede bunlar vücudu ciddi şekilde etkileyebilir. Stresli durumlara verilen psikolojik tepkiler ise panik, endişe veya depresif ruh hallerini içerebilir. Bu tepkiler, çalışanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden ciddiye alınmalıdır. Çalışan perspektifinden, çalışanlarının sağlık sorunlarıyla ilgilenmeyen bir kuruluşun, çalışanlarını elinde tutması pek olası değildir. Stresli çalışanların olduğu bir kuruluşta, üretkenlik ve çalışan bağlılığı kaçınılmaz olarak azalacaktır.

Harekete Geçin

Stres, hayatımızı genellikle beklemediğimiz şekillerde etkiler. Bu nedenle stresin hayatımızdaki varlığını mümkün olduğunca en aza indirmek çok önemlidir. Hayatımızdaki stresi başarılı bir şekilde yönetmek için stres kaynakları tespit edilmeli ve yok edilmeli, edilemiyorsa mümkün olan en düşük seviyeye çekilmelidir. Stresin ölçülemeyen öznel bir deneyim olduğuna dair yaygın inanışa rağmen, stres seviyeleri ölçülebilir. İşyerinizdeki stres düzeylerini ve bunun çalışanların yaşamlarını ne kadar ciddi şekilde etkilediğini görmek için çevrimiçi test seçeneklerini değerlendirebilirsiniz. Stres seviyelerini ölçtükten ve stresin çalışanlarınız üzerindeki etkilerini gördükten sonra aşağıda sıralanan adımlarla devam edebilirsiniz:

Stresin Kaynağını Belirleyin

İşyerinizde stres yönetimi üzerinde çalışmak, ana stres faktörlerini belirlemekle başlamalıdır. Çalışanlarınızı nelerin strese soktuğunu öğrenmeli ve ardından bu faktörleri yok etmeye çalışmalısınız. Çalışanlarınızın bakış açılarını daha iyi anlamak için, ne hissettiklerini ve düşündüklerini görmek için çeşitli testler ve anketler yapabilirsiniz. Çalışan memnuniyeti ve çalışan bağlılığı anketleri, çalışanlarınızı anlamak için iyi bir başlangıç yapmanıza yardımcı olabilir. Hazırlayacağınız sorularla ara sıra çalışan bağlılığı veya memnuniyet anketleri ve testleri kolayca oluşturmak için online sınav sistemlerini kullanabilirsiniz. Çalışanlarınızı anlamanın en iyi yolunun onlarla iletişim kurmak olduğunu unutmayın. Unutmayın ki çalışanlarınıza kulak vermeden onları neyin rahatsız ettiğini anlayamazsınız. 

Çalışanlarınızın İhtiyaçlarını Öğrenin ve Gerekeni Sağlayın

İşyerinizdeki stres kaynaklarını öğrendikten sonra, o kaynakları nasıl etkisiz hale getireceğinizi düşünmelisiniz. Karşılaşabileceğiniz birçok olası senaryo var. Çalışma saatleriniz stresli olabilir, çalışma ortamınız rahatlatıcı olmayabilir, hatta çalışanlarınıza karşı tutumunuz bile stres kaynağı olabilir. Korn Ferry tarafından yapılan bir ankette, katılımcıların %35’i işteki ana stres kaynağının patronları olduğunu belirtiyor. Bu noktada işyerinizdeki stresörleri öğrendiğinizde, çalışanlarınızın ihtiyaç duyduğu her şeyi sağlamalısınız. Birbirleriyle bağlantı kurabilecekleri güvenli ve sağlıklı bir ortam oluşturabilir, çalışma koşullarını ihtiyaçlarına göre yeniden düzenleyebilirsiniz.

Süreklilik ve Kalıcılık Üzerine Çalışın

İş yerinizdeki stres faktörlerinin ortadan kaldırılmasından sonra hem çevrede hem de çalışanlarınızın fiziksel ve zihinsel sağlığında birtakım olumlu değişiklikler göreceksiniz. Bu değişikliklerin kalıcı olmasını istiyorsanız, eylemleriniz kalıcı olmalıdır. Stres yönetimi bir aşama veya kısa vadeli bir süreç değildir; ara verilmemesi gereken uzun vadeli bir süreçtir. İşyerinizde sağlıklı bir stres yönetimi süreci sağlamak için yapabileceğiniz bazı uzun vadeli eylemler şunlardır:

  • Güçlü ilişkiler kurun. Çalışanlarınızla iletişim kurun. İhtiyaçları hakkında bilgi edinin ve onlara işyerinde stres atmak için ihtiyaç duydukları şeyleri sağlamaya çalışın.
  • Çalışanlarınıza molalarında işten uzak kalabilecekleri kişisel bir alan sağlayın. 
  • Çalışanlarınızı sosyal aktiviteye teşvik edin. Çeşitli sosyal aktivitelerle çalışanlarınızın sosyal ilişkiler kurmasına yardımcı olun. Grup projelerine veya faaliyetlerine katılmalarına ve birbirleriyle işbirliği yapmalarına izin verin. Association for Psychological Science (Psikoloji Bilimi Derneği) tarafından yapılan araştırmalar, başkalarına yardım etmenin, işbirliğinin günlük stresle başa çıkmaya yardımcı olduğunu ve refahı desteklediğini gösteriyor.
  • İşyerinizde esnekliğe yer verin. Çalışanlarınızın kendileri için en iyi olacağını düşündükleri şekilde çalışmasına izin verin. Fikirlerine değer verin ve onlara güvenin. Çalışanlarınızın nasıl daha iyi çalışabileceklerini en iyi bilen kişi kendileridir. 

Çalışanlarınızın verimli ve stressiz çalışmak için ihtiyaç duydukları iş-özel hayat dengesini kurmalarına yardımcı olun. Bir ankete göre, ankete katılan çalışanların %20’si, kişisel yaşam ve iş yaşamı arasındaki dengesizliği ana stres kaynağı olarak görüyor.